Akıllı telefonların piyasaya sürülmesinden bu yana donanımsal ve yazılımsal olarak en fazla geliştirilen kısımlardan biri de kamera oldu. Eskiden sadece önde ve arkada birer kamera yer alırken artık üç veya dört kameralı telefon almayanı dövüyorlar. Bir de yapay zekayı işin içine dahil ettiler, oh, mis, schön.
Siz de fotoğraf çekmeyi seven ama profesyonel fotoğraf makinelerinin; taşıma güçlüğünden yakınan, pratik olmadığı için anı kaçıracağını düşünenlerden ve bir dslr kameraya çokça para vermek yerine telefon almayı tercih ederim diyen kişilerden misiniz? O halde aşağıda Türkiye’de satışı olan ve en iyi kameraya sahip, en iyi fotoğraf / video çeken akıllı telefonların listesini inceleyebilirsiniz.
Sıralama, 2012’den bu yana tarafsız bir şekilde akıllı telefonların kameralarını inceleyen DxOMark testlerine göre belirlenmiştir.
Telefonlar ile ilgili kullanıcı yorumlarına göz atmak için tablodaki model isimlerine tıklayabilir veya aşağıdaki arama kutucuğunu kullanabilirsiniz.
Akıllı telefonlarda yer alan kameralar hakkında bilmeniz gereken her şeyi yazının ilerleyen bölümlerinde paylaştık. Dikkatli ve sabırlı bir şekilde okumanızı tavsiye ediyoruz =)
Kaliteli fotoğraf nasıl çekilir?
Fotoğrafçılıkta en önemli unsur ışıktır. Kaliteli fotoğraf çekebilmek için doğru ışığı ve çekim açısını bilmeniz gerekiyor. Ayrıca akıllı telefonunuzdan çektiğiniz fotoğraflarda nesnelerin bulanık veya kayık çıkmaması için telefonu olabildiğince sabit tutmanız gerekiyor. Fakat ne kadar uğraşsanız da elinizin bir tripod görevi görmesi mümkün değil. Bu gerçeği bilen mühendisler fotoğraf veya video çekerken yaşanan sarsıntıyı minimuma indirgemek için OIS ve EIS adında iki farklı sistemi geliştirdiler. Yazının ilerleyen bölümlerinde bu iki sistemden detaylıca bahsedeceğiz.
Şimdi de kaliteli fotoğrafın ne demek olduğuna bir bakalım.
Telefonunuzun ekranı fotoğrafın kalitesini anlayabilmek için yeterli değildir ve hatta yanıltıcı olabilir. Fotoğraflarınızı bilgisayarınıza aktarmalı ve incelemenizi burada yapmalısınız.
Fakat aktarma yönteminiz önemli. Whatsapp, Facebook gibi uygulamalar üzerinden gönderilen tüm fotoğraflar otomatik olarak sıkıştırılır, yani kalitesi düşer. Bu yüzden telefonunuzu bilgisayarınıza kablo ile bağlayarak aktarmalı veya mail üzerinden göndermelisiniz.
Bilgisayarınızın ekran ışığını uygun seviyeye getirdikten sonra fotoğraftaki nesnelerin renginin doğru olup olmadığını inceleyebilirsiniz. Eğer renkler çıplak gözle gördüğünüze yakın seviyedeyse telefonunuzun kamerası iyi iş çıkarıyor demektir.
Fotoğrafa zoom yaptığınızda detaylar belli oluyor mu? Örneğin duvardaki pürüzler, yaprakların üzerindeki damarlar, vs.
Bir de fotoğraflarda kumlanma, gürültü veya gren olarak adlandırılan bir durum var. Nesnelerin karıncalanmış görüntüsüne deniyor. Düşük ışıkta veya akşam saatlerinde tüm akıllı telefonlardan çekilen fotoğraflarda görülür.
Özet olarak; gün ışığında/gündüz çekilen fotoğraflarda nesnelerin renginin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı incelenirken, düşük ışıkta/akşam çekilen fotoğraflarda ise kumlanma derecesine dikkat edilmelidir.
Teknik özellikleriyle kamera incelemesi:
Megapixel büyüklüğü, tek başına akıllı telefon kameralarını karşılaştırmak için yeterli bir değer değildir. Doğru bilinen yanlışların da başında gelir. Aşağıda yer alan özellikleri dikkatlice incelemenizi öneriyoruz.
OIS ve EIS
Yazının başlarında sarsıntı önleyici sistemler olarak OIS ve EIS’ten bahsetmiştik. Akıllı telefonların teknik özelliklerini incelerken ya bu kısa isimleriyle ya da tam haliyle Optik Görüntü Sabitleyici (EIS) ve Dijital Görüntü Sabitleyici (OIS) olarak göreceksiniz.
Eğer daha önce internette bir araştırma yaptıysanız, bu iki sistem arasında hangisinin daha iyi olduğunu tartışan forum başlıkları ile karşılaşmış olmalısınız.
OIS ve EIS aslında karşılaştırma yapılabilecek sistemler değildir.
OIS sarsılmayı önleyen, düşük ışık çekimlerinde fotoğrafın blur çıkmasını engelleyen, fiziksel olarak telefon kamerası içinde yer kaplayan gimbal’ımsı mekanik bir sistem iken,
EIS yalnızca video çekimlerinde jiroskop sensörünün de yardımıyla video’nun alt, üst ve yanlardan kırpma işlemiyle çekilen video’nun sarsıntısız görünmesini sağlayan yazılımsal bir müdahaledir. Yazılımsal olması güncellemeler ile daha iyi noktalara taşınabilme özgürlüğü sunar.
İyi kameralı bir telefon almayı düşünüyorsanız OIS ve EIS özelliği olmayan telefonlardan uzak durmalısınız. İki sistemden birini kullanan telefonların yanında her ikisini de kullanan fakat Türkiye’de satışı olmayan Google Pixel 2XL gibi telefonların da olduğunu belirtmemizde fayda var.
Eğer OIS + EIS + Dji Osmo Mobile (el gimbali) birleşince ortaya neler çıktığını merak ediyorsanız buradan buyrun: https://www.youtube.com/watch?v=db5f4qfsnnI (amatör çekim)
OIS ve EIS teknolojileri olmazsa video’larınızın neye benzeyeceğini merak ediyorsanız da şuraya bir tık alalım.
Diyafram açıklığı
f ölçü birimiyle kullanılan diyafram açıklığı, kamera lensinin açılma miktarını temsil eder.
Diyafram ne kadar açık olursa, sensöre ulaşan ışık miktarı da o kadar fazla olur. Fotoğrafların çekim hızını arttırır. Hareketli cisimlerin net görüntüsünü almanızı kolaylaştırır. Fotoğraf çekerken yaşanan ufak çaplı sarsıntının fotoğrafa yansıma ihtimalini düşürür. Düşük ışıkta daha kaliteli fotoğraflar çekmenizi sağlar.
Diyafram açıklığı işte bu sebeplerden dolayı önemli bir noktadır.
En fazla kafa karışıklığı yaratan kısım ise numaralar ile açıklığın ters bir ilişkisinin olması. Yani, büyük f değeri az ışık anlamına geliyor. Örnek üzerinden inceleyelim.
F1.4 > F2.0 > F2.8 > F4.0 > F5.6 > F8
Aydınlık <——-> daha az aydınlık
Fazla ışık <——-> az ışık
Özet olarak, “ düşük f değeri = yüksek performans “ olarak düşünülmelidir.
Sensör büyüklüğü
Daha büyük alana sahip sensörler fotoğraf kalitesini doğrudan etkileyen ışığı daha iyi yakalar. Böylece daha kaliteli fotoğraflar çekmenizi sağlar. Piyasada şu an en büyük sensöre sahip telefon olan Huawei P20 Pro’nun sensör boyutu 1/1.7 inch’tir. S9 Plus’ın 1/2.55, iPhone X’in ise 1/2.9’dur.
Not: 1/’den sonra gelen değer küçüldükçe sensörün fiziksel büyüklüğü artmaktadır.
HDR
HDR tekniği, aynı fotoğrafın birkaç farklı şekilde çekilmesinden sonra tek bir fotoğraf haline getirilmesidir. HDR modunda çekilen fotoğraflarda daha aydınlık ve detaylı sonuçlar elde edilebilir. Telefonunuzu seçerken bu özelliği de dikkate almanızı öneriyoruz.
Zoom
Optik ve dijital olmak üzere iki çeşit zoom özelliği bulunmaktadır.
Dijital zoom, teknik olarak, çekmiş olduğunuz fotoğrafa zoom yaptıktan sonra crop’lama işlemidir. Fotoğrafın kalitesini düşürür.
Optik zoomda ise lens hareket ederek fotoğraf kalitesinin düşmesini engeller ve nesnenize yaklaşmanıza gerek kalmadan zoom yapmanızı sağlar.
Seçiminizi yaparken optik zoom özelliği olan akıllı telefonları tercih etmenizi öneriyoruz.
Video kaydı
Video kayıtlarında çözünürlük ve fps (saniye başına kare sayısı) değerlerini dikkate almalısınız.
– Çözünürlük: kısaca video’nun içerdiği detayı ifade eden sayısal bir kavramdır.
2160p (4k) : 3840 pixel x 2160 pixel’e denk gelmektedir.
1080p (Full HD) : 1920 pixel x 1080 pixel’e denk gelmektedir.
Youtube’da video’ların çözünürlüğünü değiştirenlerin bu değerlere aşina olduğunu düşünüyoruz. Akıllı telefonların 4k çekebilme özelliği olmasına rağmen, henüz 4k ekranların yeterince yaygınlaşmamış olması ve ülkemizdeki internet hızını göz önünde bulundurduğumuzda 1080p çekim yapabilen akıllı telefonlar yeterli olacaktır.
– FPS: Video, milisaniye aralıklarla çekilen fotoğrafların birleştirilmesi ile ortaya çıkar. FPS ise bir saniye içerisinde çekilen fotoğraf sayısı olarak düşünülebilir. Örnek üzerinden ilerlemek gerekirse, 60 fps çekim yapabilen bir akıllı telefon saniyede 60 fotoğraf karesi çekebilme özelliğine sahiptir. Yüksek fps’te çekim yapabilen telefonlarda slow motion yani ağır çekim özelliği bulunur.
Çözünürlük ve FPS değerlerini birlikte göz önüne aldığımızda karşılaştırma yaparken 1080p çözünürlükte en yüksek fps değerine sahip akıllı telefona +1 puan verebilirsiniz.
—————–
Teknik özelliklerden de bahsettiğimize göre biraz da “bu akıllı telefonlar nereye gidiyor”u konuşalım =)
Fotoğrafçılıkla ilgilenenlerin oldukça aşina olduğu bir terim var: “manipülasyon”
Akıllı telefonlar fiziksel olarak büyük lens ve sensörler için yeterli alana sahip olmadığı için kamera özelinde sürekli yazılımsal geliştirmeler yapılıyor. Kısa bir süre önce akıllı telefon kameralarında kullanılmaya başlayan yapay zeka ile ortaya daha kaliteli fotoğraflar çıkması için de fotoğraflarda manipülasyonlar yapılıyor. Bu durumun en açık göstergelerinden biri de “bokeh efekti” diğer adıyla “portre modu”.
Yakındaki nesneyi keskin, arka planı blur yapan bu efekt, profesyonel fotoğraf makinelerinde olduğu gibi diyafram ve enstantene ile olmuyor. Tamamen yazılımsal.
Bir de “güzellik modu” var. Eğer sivilcelerinizin tozuttuğu bir dönemde yine de instagram’da güzel fotoğraflar paylaşmak istiyorsanız bu modu seçerek kusurlarınızı gizleyebilirsiniz.
Şimdi gelelim asıl soruna.. “Beni her halimle güzel çeken en iyi kameralı telefon” ile “İnsan gözüne en yakın çekimler yapan en iyi kameralı telefon” arasında büyük bir fark var. Bu yüzden bu konudaki tartışmalar hiçbir zaman bitmeyecektir.
“en iyi kamera yanınızdaki kameradır.” sözü ise akıllı telefonları bir an olsun yanımızdan ayırmadığımız bu dönemde “en iyi kamera anı en hızlı kareleyen kameradır.”a evrilecek gibi duruyor.
0.3 saniye içerisinde ekran kilidini dahi açmadan çekim yapabilen bir telefon üretilmiş olması gerçekten büyük bir gelişme. Son 10 sene içerisinde tuşlu telefonlardan geldiğimiz süreci gözümüzün önünden geçirdiğimizde daha dün gibi geliyor. Kontör gitmesin diye çaldırır kapatırdık hani..
Umarız teknik detaylara aşina olmayanlara yardımcı olabilmişizdir. Blog’umuzda paylaştığımız yazılarda eksik olduğunu düşündüğünüz yerler varsa yorum bölümünden iletebilirsiniz. Ayrıca telefonunuzun kamerasıyla ilgili düşüncelerinizi de duymak isteriz =)